İsrail’in kaç yıl ömrü kaldı? Zulüm ebedi olmaz imanımız gereği...3-5 yıl sonra israil diye bir yapı kalmayacak

Bir terör yapılanması olan İsrail…

75 yıldan fazla bir Müslüman coğrafya olan, bir İslam beldesi olan Filistin topraklarına İngilizlerin marifetiyle çöken ve işgal eden İSRAİL…

75 yıldan fazla bir Müslüman coğrafya olan, bir İslam beldesi olan Filistin topraklarında Müslümanlara işkence yapan İsrail…

Son iki yıldır da Gazze’de soykırım uygulayan; bebek demeden, çocuk demeden, kadın demeden, yaşlı-genç demeden katledeni savunmasız insanları karadan havadan denizden bombalayan İsrail…

Kısacası 75 yıldan bu yana zulmeden bir İsrail…

Ortadoğu’nun çıbanbaşı olan İsrail…

Zulüm ebedi olmaz düsturundan yola çıkarak bazı Allah (CC) dostlarınca zalim İsrail’in çok yakın bir tarihte ‘tarihe karışacağı’ yolunda sohbetleri var…

“En fazla 80 yıl sürer bir yapının zulmü” düsturundan yola çıkarak…

Buradan hareketle, 2030 yılına gitmeden bu terör organizasyonunun tarihin çöplüğüne atılması pek muhtemeldir…

 

ZULÜM NEDİR PEKİ?

Zulmün zalime bakan yönü ise şudur: Zalimin, bütün bütün affedilme hakkını kaybetmesi ve bunun neticesi olarak da, onun zulmünün arşa kadar yükselmesi durumu söz konusudur ki, zulüm bu kerteye geldiğinde artık Cenab-ı Hak zalimi yakalar, derdest eder ve cezalandırır.

Zulüm gidip oraya dayandığı zaman zalime Allah’ın azabının dokunması hak olur.

Bu durum ayet-i kerimede şu şekilde ifade edilmektedir: “Halkı zalim olan ülkeleri cezaya çarptırdığı zaman Rabb’inin çarpması işte böyle olur! Şüphesiz ki O’nun azapla çarpması pek acı, pek çetindir!” (Hûd Sûresi, 11/102)

Aynı konuya işaret eden bir hadis-i şerifte de Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah zalime (zulmünden döner diye) imkân, fırsat ve mühlet verir. Çünkü Allah âlemlerin Rabb’i ve Erhamü’r-râhimîndir. Bütün bunlara rağmen zalim zulmünden dönmez ise, bir kez daha fırsat verir. Fakat bir de yakaladı mı artık onu iflah etmez ve onun canını çıkarır.”

Efendimiz bu beyanın sonunda da Hûd Sûresi’nde geçen yukarıdaki ayeti okumuştur.

İşte meselenin diğer tarafında da bu konu yani zulmün belli bir noktaya geldikten sonra gayretullaha dokunması meselesi vardır.

Nitekim müminler olarak her birerimiz Cenab-ı Hakk’ın zulmedenlere bu dünyada verdiği cezalara bizzat şahit olmuşuzdur.

Çok defa görmüşüzdür ki, Allah, zalimlerin çevirdikleri dolabı getirip kendi başlarına çevirmektedir. (Bkz.: Feth Sûresi, 48/6; Fâtır Sûresi, 35/43)

Bu konuda mümine düşen sabırla intizar etmektir. Her şeyi gören ve bilen Rabb’imiz Müheymin’dir.

O, her şeyi bilip etrafımızdaki her hadiseyi tedbir edendir.

Eğer bir şey çekiyorsak, O, çekilen şeyleri, çektirenlerin kimler olduklarını ve onların durumlarını da görmektedir.

Doğacaktır sana vaad ettiği günler Hakk’ın/ Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın.(M. Akif)

 

 

 

Kaynak:Milli Gazete