Mehmet Sönercan yazdı: Zihinsel Oruç ve Bir Kâtip Geleneği: Brain Dump’a Medeniyetimizden Bir Bakış

Gündem 23.10.2025 - 14:02, Güncelleme: 23.10.2025 - 14:27
 

Mehmet Sönercan yazdı: Zihinsel Oruç ve Bir Kâtip Geleneği: Brain Dump’a Medeniyetimizden Bir Bakış

Mehmet Sönercan yazdı: Zihinsel Oruç ve Bir Kâtip Geleneği: Brain Dump’a Medeniyetimizden Bir Bakış
Modern hayatın ritmi, insan zihnini sürekli bir operasyon hâlinde tutuyor. Cep telefonunun bildirimleri, e-posta kutusundaki acil yazılar, yetiştirilmesi gereken son teslim tarihleri, üniversite sınav stresi ve sosyal medya akışının dur durak bilmez hızı… Tüm bunlar, beynimizi yüzlerce sekmenin aynı anda açık olduğu, sürekli aşırı ısınan bir bilgisayar gibi çalışmaya zorluyor. Bu durum, yaygın bir dikkat dağınıklığına, odaklanma sorununa, FOMO (Fırsatı Kaçırma Korkusu) gibi yeni nesil kaygılara ve nihayetinde yüksek seviyede zihinsel yorgunluğa yol açıyor. Zihinsel Aşırı Yük ve Brain Dump İhtiyacı Brain Dump tekniğine duyulan bu büyük ihtiyaç, modern bilimin “sınırlı bilişsel kapasite” dediği bir gerçekten kaynaklanıyor. Zihnimiz, sürekli olarak birden fazla şeyi aktif olarak akılda tutmak üzere tasarlanmamıştır. Tarihte hiçbir dönemde bu kadar çok bilgiye anında maruz kalmadık. Beynimiz, bu sürekli akışı filtrelemek ve depolamak için enerji harcar. Her an akılda tutmaya çalıştığımız bir görev, bir randevu veya bir endişe, beynimizin kaynaklarını tüketir. Brain Dump, bu bilgileri kâğıda aktararak beynimizi bu depolama görevinden kurtarır. Psikolojide “Zeigarnik etkisi” olarak bilinen durum da tam burada devreye girer. Bu etki, tamamlanmamış veya yarım kalmış görevlerin, tamamlanmış olanlardan daha kolay hatırlanma eğiliminde olduğunu söyler. Zihnimiz, bitmemiş işleri sürekli arka planda çalıştırarak bize hatırlatmaya çalışır. Bu bitmeyen hatırlatma döngüsü tükenmişliğe yol açar. Brain Dump yaparak bu görevleri somutlaştırdığımızda, zihin bu işi tamamlanmış gibi algılar ve üzerindeki baskıyı hafifletir. Özellikle gençler arasında yaygın olan sınav kaygısı veya gelecekle ilgili endişeler (İslami tabirle vesveseler), zihni bir sis perdesiyle kaplar. Kaygıyı kâğıda dökmek, onu soyut bir tehdit olmaktan çıkarıp, analiz edilebilir somut bir maddeye dönüştürür. İşte bu sebeplerle Brain Dump, modern insanın zihinsel bir zorunluluğu haline gelmiştir. Fakat bu “boşaltma” eylemi, binlerce yıllık İslam medeniyetinin ruh temizliği ve düzen disipliniyle gerçekten yabancı mıdır? Aksine, zihinsel temizlik, düzen ve farkındalık geleneği bizim inanç ve kültürümüzün tam kalbinde yer alır. Muhasebe-i Nefs: Brain Dump’ın Manevi Karşılığı Brain Dump’ın temel motivasyonu, zihinsel yükü hafifletmek ve stresi azaltmaktır. Bu ihtiyaca cevap veren İslami pratik, hiç şüphesiz Muhasebe-i Nefs (Nefsi Hesaba Çekme) kavramıdır. Modern teknik dünyevi bir yapılacaklar listesi çıkarırken, muhasebe çok daha derin bir hesaba odaklanır: Yapılıp yapılmayan kulluk görevleri ve kalbin durumu. Kıymetli hocamız Osman Nuri Topbaş Efendi, daima nefsin hilelerinden sakınmamız gerektiğini ve kurtuluşun sürekli bir muhasebe hâlinde olmaktan geçtiğini vurgular. Hocaefendi’nin “Daima hâsibû kable tehasûbû (Hesaba çekilmeden evvel kendinizi hesaba çekin)” düsturuna göre yaşam tavsiyesi, bize bu sorumluluğu yükler. Her iki eylem de aslında bir tür zihinsel envanter çıkarma, yani döküm yapma ihtiyacına cevap verir. Biri kâğıda dökülür, diğeri kalbe sorulur. Kalemi Kâğıda Değdirme Geleneği: Tedvin Brain Dump’ın can alıcı kısmı yazma eylemidir. Aklımızdaki soyut ve uçucu fikirler, yazıldığında somutlaşır ve kontrol edilebilir hale gelir. Bu, kadim medeniyetimizin Tedvin (kaydetme, kitaplaştırma) kültürüyle birebir örtüşür. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) ilmi kaydetmeye teşvik etmesi, “İlim bir avdır, onu yazmak ise bağıdır.” hikmetini doğurmuştur. Zihin Yükünü Kâğıda Döken Derviş’in Hikâyesi Anadolu’nun kadim şehirlerinden birinde, sürekli ilim ve irfanla meşgul olan bir derviş yaşarmış. Bir gün, omuzlarında büyük bir yük varmış gibi hissederek hocasının huzuruna çıkar: “Efendim, zihnim o kadar kalabalık ki, neyi önce düşünmeli, neyi önce yapmalı bilemiyorum. Sürekli birbiriyle yarışan fikirler, ilmi meseleleri derinlemesine anlamama engel oluyor.” Hocası gülümser, eline boş bir kâğıt ile kalem tutuşturur: “Ey talib! Zihnini bir kuyu gibi düşün. Kuyunun suyu ne kadar berrak olursa, yansıttığı hakikat de o kadar net olur. Şimdi, o kuyunun dibinde ne varsa, hiçbirini atlamadan bu kâğıda dök. O yük şimdi kâğıtta, sen ise hürsün. Zira artık o yük, senin hafızanı meşgul etmeyecek; kâğıt onu senin yerine taşıyacak.” Bu hikâye, Brain Dump tekniğinin sadece bir yapılacaklar listesi olmadığını; aynı zamanda zihni, asıl odaklanması gereken tefekkür (derin düşünme) ve teveccüh (Allah’a yöneliş) için temizlediğini gösteren kadim bir uygulamadır. Gafletten Uyanmak: Nefsin Tuzağını Görmek Brain Dump, bizi anlık düşünce akışımıza şahit olmaya zorlar. Bu şahitlik, İslami tabirle gafletten uyanmaya ilk adımdır. Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin sık sık belirttiği gibi, nefsin harama açılmış bir imtihan penceresi olduğunu hatırlarız. Zihnimizi dolduran olumsuz veya harama meyyal düşünceleri hızla kâğıda dökmek, onları somutlaştırır. Böylece zararlı döngü görünür hale gelir ve onu tasfiye etme, yani Muhasebe-i Nefs ile düzeltme imkânı doğar. Nihai Teslimiyet: Tevekkülün Rahatlığı Brain Dump, bir plan yapma ve düzenleme aracıdır. Ancak bizim medeniyetimizde plan yapmanın, bütün yükü listelemenin sonu her zaman tek bir noktaya çıkar: Tevekkül. Yapılacak her şeyi kâğıda döktükten, elimizden gelen çabayı gösterdikten sonra sonucu Allah’a bırakmak; Brain Dump’ın bıraktığı dünyevi düzeni manevi bir huzurla taçlandırır. Çünkü insan, elinden geleni yaptıktan sonra, kontrol edemediği sonuçların endişesini zihninde taşımamalıdır. Bu teslimiyet bilinci, zihindeki kalan son ağırlığı da kaldırır ve ruhu dinginleştirir. Düzenin Zihinde ve Kalpte Başlaması Brain Dump, günümüzün kaotik zihinleri için şüphesiz kullanışlı bir araçtır. Ancak bu araç, asıl gücünü Muhasebe-i Nefs ve Tevekkül gibi kadim manevi pratiklerle birleştirdiğimizde bulur. Modern psikoloji, zihinsel detoksu kâğıt üzerinden yapmayı tavsiye ederken; İslam geleneği, bunu kalp ve niyet üzerinden yapmayı asırlar önce öğretmiştir. Brain Dump, bizi zihnimizin içindeki karmaşaya şahit olmaya zorlar; ama nihai hedef, Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin öğrettiği gibi, düzenin sadece dış dünyada değil, en başta muhasebe edilmiş zihinde ve tevekkül ile dinginleşmiş kalpte kurulmasıdır. Zihinsel oruç tutarak, kâğıt kalem aracılığıyla beynimizi boşaltarak hayatımıza hem dünyevi hem de uhrevi bir düzen getirmiş oluruz. Unutmayalım ki, berrak bir kalp hakikatleri daha net yansıtır. Gelin, modern hayatın karmaşasında kaybolmak yerine, kadim geleneğimizin ışığında zihnimizi temiz tutalım.
Mehmet Sönercan yazdı: Zihinsel Oruç ve Bir Kâtip Geleneği: Brain Dump’a Medeniyetimizden Bir Bakış

Modern hayatın ritmi, insan zihnini sürekli bir operasyon hâlinde tutuyor. Cep telefonunun bildirimleri, e-posta kutusundaki acil yazılar, yetiştirilmesi gereken son teslim tarihleri, üniversite sınav stresi ve sosyal medya akışının dur durak bilmez hızı… Tüm bunlar, beynimizi yüzlerce sekmenin aynı anda açık olduğu, sürekli aşırı ısınan bir bilgisayar gibi çalışmaya zorluyor. Bu durum, yaygın bir dikkat dağınıklığına, odaklanma sorununa, FOMO (Fırsatı Kaçırma Korkusu) gibi yeni nesil kaygılara ve nihayetinde yüksek seviyede zihinsel yorgunluğa yol açıyor.

Zihinsel Aşırı Yük ve Brain Dump İhtiyacı

Brain Dump tekniğine duyulan bu büyük ihtiyaç, modern bilimin “sınırlı bilişsel kapasite” dediği bir gerçekten kaynaklanıyor. Zihnimiz, sürekli olarak birden fazla şeyi aktif olarak akılda tutmak üzere tasarlanmamıştır.

Tarihte hiçbir dönemde bu kadar çok bilgiye anında maruz kalmadık. Beynimiz, bu sürekli akışı filtrelemek ve depolamak için enerji harcar. Her an akılda tutmaya çalıştığımız bir görev, bir randevu veya bir endişe, beynimizin kaynaklarını tüketir. Brain Dump, bu bilgileri kâğıda aktararak beynimizi bu depolama görevinden kurtarır.

Psikolojide “Zeigarnik etkisi” olarak bilinen durum da tam burada devreye girer. Bu etki, tamamlanmamış veya yarım kalmış görevlerin, tamamlanmış olanlardan daha kolay hatırlanma eğiliminde olduğunu söyler. Zihnimiz, bitmemiş işleri sürekli arka planda çalıştırarak bize hatırlatmaya çalışır. Bu bitmeyen hatırlatma döngüsü tükenmişliğe yol açar. Brain Dump yaparak bu görevleri somutlaştırdığımızda, zihin bu işi tamamlanmış gibi algılar ve üzerindeki baskıyı hafifletir.

Özellikle gençler arasında yaygın olan sınav kaygısı veya gelecekle ilgili endişeler (İslami tabirle vesveseler), zihni bir sis perdesiyle kaplar. Kaygıyı kâğıda dökmek, onu soyut bir tehdit olmaktan çıkarıp, analiz edilebilir somut bir maddeye dönüştürür.

İşte bu sebeplerle Brain Dump, modern insanın zihinsel bir zorunluluğu haline gelmiştir. Fakat bu “boşaltma” eylemi, binlerce yıllık İslam medeniyetinin ruh temizliği ve düzen disipliniyle gerçekten yabancı mıdır? Aksine, zihinsel temizlik, düzen ve farkındalık geleneği bizim inanç ve kültürümüzün tam kalbinde yer alır.

Muhasebe-i Nefs: Brain Dump’ın Manevi Karşılığı

Brain Dump’ın temel motivasyonu, zihinsel yükü hafifletmek ve stresi azaltmaktır. Bu ihtiyaca cevap veren İslami pratik, hiç şüphesiz Muhasebe-i Nefs (Nefsi Hesaba Çekme) kavramıdır. Modern teknik dünyevi bir yapılacaklar listesi çıkarırken, muhasebe çok daha derin bir hesaba odaklanır: Yapılıp yapılmayan kulluk görevleri ve kalbin durumu.

Kıymetli hocamız Osman Nuri Topbaş Efendi, daima nefsin hilelerinden sakınmamız gerektiğini ve kurtuluşun sürekli bir muhasebe hâlinde olmaktan geçtiğini vurgular. Hocaefendi’nin “Daima hâsibû kable tehasûbû (Hesaba çekilmeden evvel kendinizi hesaba çekin)” düsturuna göre yaşam tavsiyesi, bize bu sorumluluğu yükler.

Her iki eylem de aslında bir tür zihinsel envanter çıkarma, yani döküm yapma ihtiyacına cevap verir. Biri kâğıda dökülür, diğeri kalbe sorulur.

Kalemi Kâğıda Değdirme Geleneği: Tedvin

Brain Dump’ın can alıcı kısmı yazma eylemidir. Aklımızdaki soyut ve uçucu fikirler, yazıldığında somutlaşır ve kontrol edilebilir hale gelir. Bu, kadim medeniyetimizin Tedvin (kaydetme, kitaplaştırma) kültürüyle birebir örtüşür.

Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) ilmi kaydetmeye teşvik etmesi, “İlim bir avdır, onu yazmak ise bağıdır.” hikmetini doğurmuştur.

Zihin Yükünü Kâğıda Döken Derviş’in Hikâyesi

Anadolu’nun kadim şehirlerinden birinde, sürekli ilim ve irfanla meşgul olan bir derviş yaşarmış. Bir gün, omuzlarında büyük bir yük varmış gibi hissederek hocasının huzuruna çıkar:
“Efendim, zihnim o kadar kalabalık ki, neyi önce düşünmeli, neyi önce yapmalı bilemiyorum. Sürekli birbiriyle yarışan fikirler, ilmi meseleleri derinlemesine anlamama engel oluyor.”

Hocası gülümser, eline boş bir kâğıt ile kalem tutuşturur:
“Ey talib! Zihnini bir kuyu gibi düşün. Kuyunun suyu ne kadar berrak olursa, yansıttığı hakikat de o kadar net olur. Şimdi, o kuyunun dibinde ne varsa, hiçbirini atlamadan bu kâğıda dök. O yük şimdi kâğıtta, sen ise hürsün. Zira artık o yük, senin hafızanı meşgul etmeyecek; kâğıt onu senin yerine taşıyacak.”

Bu hikâye, Brain Dump tekniğinin sadece bir yapılacaklar listesi olmadığını; aynı zamanda zihni, asıl odaklanması gereken tefekkür (derin düşünme) ve teveccüh (Allah’a yöneliş) için temizlediğini gösteren kadim bir uygulamadır.

Gafletten Uyanmak: Nefsin Tuzağını Görmek

Brain Dump, bizi anlık düşünce akışımıza şahit olmaya zorlar. Bu şahitlik, İslami tabirle gafletten uyanmaya ilk adımdır. Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin sık sık belirttiği gibi, nefsin harama açılmış bir imtihan penceresi olduğunu hatırlarız.

Zihnimizi dolduran olumsuz veya harama meyyal düşünceleri hızla kâğıda dökmek, onları somutlaştırır. Böylece zararlı döngü görünür hale gelir ve onu tasfiye etme, yani Muhasebe-i Nefs ile düzeltme imkânı doğar.

Nihai Teslimiyet: Tevekkülün Rahatlığı

Brain Dump, bir plan yapma ve düzenleme aracıdır. Ancak bizim medeniyetimizde plan yapmanın, bütün yükü listelemenin sonu her zaman tek bir noktaya çıkar: Tevekkül.

Yapılacak her şeyi kâğıda döktükten, elimizden gelen çabayı gösterdikten sonra sonucu Allah’a bırakmak; Brain Dump’ın bıraktığı dünyevi düzeni manevi bir huzurla taçlandırır. Çünkü insan, elinden geleni yaptıktan sonra, kontrol edemediği sonuçların endişesini zihninde taşımamalıdır. Bu teslimiyet bilinci, zihindeki kalan son ağırlığı da kaldırır ve ruhu dinginleştirir.

Düzenin Zihinde ve Kalpte Başlaması

Brain Dump, günümüzün kaotik zihinleri için şüphesiz kullanışlı bir araçtır. Ancak bu araç, asıl gücünü Muhasebe-i Nefs ve Tevekkül gibi kadim manevi pratiklerle birleştirdiğimizde bulur.

Modern psikoloji, zihinsel detoksu kâğıt üzerinden yapmayı tavsiye ederken; İslam geleneği, bunu kalp ve niyet üzerinden yapmayı asırlar önce öğretmiştir. Brain Dump, bizi zihnimizin içindeki karmaşaya şahit olmaya zorlar; ama nihai hedef, Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin öğrettiği gibi, düzenin sadece dış dünyada değil, en başta muhasebe edilmiş zihinde ve tevekkül ile dinginleşmiş kalpte kurulmasıdır.

Zihinsel oruç tutarak, kâğıt kalem aracılığıyla beynimizi boşaltarak hayatımıza hem dünyevi hem de uhrevi bir düzen getirmiş oluruz. Unutmayalım ki, berrak bir kalp hakikatleri daha net yansıtır. Gelin, modern hayatın karmaşasında kaybolmak yerine, kadim geleneğimizin ışığında zihnimizi temiz tutalım.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yankigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.