Mehmet Dal
Köşe Yazarı
Mehmet Dal
 

ÖNCÜLER: Mitat Enç’in Uluları

Doç. Dr. Mithat Enç (1909-1991), yalnızca edebiyat dünyasına değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin eğitim tarihine de altın harflerle yazılmış bir isimdir. O, sadece bir yazar değil, aynı zamanda Türkiye’de özel eğitim alanının kurucularından olup, Ankara Körler Okulu, Özel Eğitim Bölümleri nin açılmasına da öncülük eden vizyoner bir akademisyen ve eğitimcidir. Gaziantep’te dünyaya gelen Enç, Hukuk Fakültesi öğrencisiyken yaşadığı talihsiz bir göz hastalığı sonucu görme yetisini tamamen kaybetmiştir. Bu durum, onu meslek değiştirerek hayatını engelli bireylerin eğitimine adamaya yönlendirmiştir. Viyana Yüksek Pedagoji Enstitüsü’nden mezun olmuş, yüksek lisans ve ihtisasını Amerika’da (Harvard ve Columbia Üniversiteleri) tamamlamıştır. Ankara Körler Okulu'nun ve birden çok üniversitede Özel Eğitim Bölümü'nün kuruluşuna öncülük eden Enç, bir eğitimci olarak gösterdiği büyük başarının yanı sıra, edebiyat alanında da özellikle memleketi Gaziantep’i anlattığı eserleriyle iz bırakmıştır. Onun bu çift yönlü dehasının en çarpıcı ürünü ise şüphesiz "Uzun Çarşının Uluları" adlı eseridir. Yüz yılımızın başlarında Türk toplumundan canlı kesitler sunan bu eserinde Mitat Enç, kitabına adını veren kişileri, ulu sıfatının alışılagelmiş görkeminden sıyırır. Onun “uluları” öyle saygıdeğer bir çarşıdan geçerken ayağa kalkılan şahsiyetler değildir. Aksine, kahramanları esnaf, meczup, yarıcı yahut dul kadın gibi aklımıza gelebilecek her türden, en sıradan insanlardır. Aktar Musa Efendi, İmam Baba, Bilader Ağa, Berber Hüseyn, Köse Hafız, Deli Bekir, Arzuhalci Hacı, Kuyucu Kör Hafız, Bodur, Eşek Kasabı Ali Bayram, Kız Ali, Ahraz, Bir Malul ve Bir Gazi, Hacı Arap, Gelin Emine, Hapoba, İki Candan Komşu, Karabey, Fotinli Memet Efendi, Hacivatçı Vakas, Kendini Arayan Adam ve Asiye Teyze’nin Evi gibi isimlerle hayat bulan bu sıradan hatta biraz çarpık tipler; yazarın usta kaleminde adeta bir insanlık mozaiğine dönüşür. Kitap, bu zayıf kişilikler, yaşanan acılar ve yoksulluklarla doludur; ancak Enç bu tipleri anlatırken öylesine sahici ve sıcak bir insani ilişkiler ağı çizer ki, tüm bu zorluklar müthiş bir güzelliğin içindeki sevimli detaylar gibi kalır. Yazarın büyük ustalığı, her hikâyeye adını veren tek tek kahramanların arka planına yerleştirdiği bu geniş, şefkatli çerçevededir. O arka planda, büyük ve alabildiğine güzel bir kültürü, bizim tarihî kültürümüzü görüyor ve onu derinden özlüyoruz. İstiklal Savaşı'ndan henüz dönülmüş, yıkılmış bir şehirdeki savaş yorgunu insanlarda, asıl değerlerin yıkılmadığı görülür. Enç, bozulmamış bu insani ilişkilerin ince ve saf tadını bize sunarak, değişmeyen ve değişmemesi gereken insani değerleri hissettirir ve anlamamızı sağlar. Eğitimci ve yazar Mitat Enç’in bu büyük başarısında; sadece yaşanmış bir hayatın otantik yansıması değil, aynı zamanda Türkçe’ye hakkını veren, olağanüstü sade ve sıcak anlatımın da payı büyüktür. Bu sadelik, anlattığı karakterlerin ruhuna işler ve onları zamandan bağımsız kılarak okuyucunun kalbine yerleştirir. "Uzun Çarşının Uluları", sadece bir şehir manzarası değil, insana, komşuluğa ve yitirilen değerlere yazılmış bir güzellemedir. Mitat Enç, görmeyen gözleriyle, görünenin ardındaki gerçeği, yani insanın en temel vicdanını ve sıcaklığını görmüş ve bize aktarmıştır. Kitap, bu özelliğiyle, bugün dahi hepimizin dönüp dönüp okuması gereken bir başucu eseri olmaya devam ediyor.
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2025 -Perşembe

ÖNCÜLER: Mitat Enç’in Uluları

Doç. Dr. Mithat Enç (1909-1991), yalnızca edebiyat dünyasına değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin eğitim tarihine de altın harflerle yazılmış bir isimdir. O, sadece bir yazar değil, aynı zamanda Türkiye’de özel eğitim alanının kurucularından olup, Ankara Körler Okulu, Özel Eğitim Bölümleri nin açılmasına da öncülük eden vizyoner bir akademisyen ve eğitimcidir. Gaziantep’te dünyaya gelen Enç, Hukuk Fakültesi öğrencisiyken yaşadığı talihsiz bir göz hastalığı sonucu görme yetisini tamamen kaybetmiştir. Bu durum, onu meslek değiştirerek hayatını engelli bireylerin eğitimine adamaya yönlendirmiştir. Viyana Yüksek Pedagoji Enstitüsü’nden mezun olmuş, yüksek lisans ve ihtisasını Amerika’da (Harvard ve Columbia Üniversiteleri) tamamlamıştır.

Ankara Körler Okulu'nun ve birden çok üniversitede Özel Eğitim Bölümü'nün kuruluşuna öncülük eden Enç, bir eğitimci olarak gösterdiği büyük başarının yanı sıra, edebiyat alanında da özellikle memleketi Gaziantep’i anlattığı eserleriyle iz bırakmıştır. Onun bu çift yönlü dehasının en çarpıcı ürünü ise şüphesiz "Uzun Çarşının Uluları" adlı eseridir.

Yüz yılımızın başlarında Türk toplumundan canlı kesitler sunan bu eserinde Mitat Enç, kitabına adını veren kişileri, ulu sıfatının alışılagelmiş görkeminden sıyırır. Onun “uluları” öyle saygıdeğer bir çarşıdan geçerken ayağa kalkılan şahsiyetler değildir. Aksine, kahramanları esnaf, meczup, yarıcı yahut dul kadın gibi aklımıza gelebilecek her türden, en sıradan insanlardır.

Aktar Musa Efendi, İmam Baba, Bilader Ağa, Berber Hüseyn, Köse Hafız, Deli Bekir, Arzuhalci Hacı, Kuyucu Kör Hafız, Bodur, Eşek Kasabı Ali Bayram, Kız Ali, Ahraz, Bir Malul ve Bir Gazi, Hacı Arap, Gelin Emine, Hapoba, İki Candan Komşu, Karabey, Fotinli Memet Efendi, Hacivatçı Vakas, Kendini Arayan Adam ve Asiye Teyze’nin Evi gibi isimlerle hayat bulan bu sıradan hatta biraz çarpık tipler; yazarın usta kaleminde adeta bir insanlık mozaiğine dönüşür. Kitap, bu zayıf kişilikler, yaşanan acılar ve yoksulluklarla doludur; ancak Enç bu tipleri anlatırken öylesine sahici ve sıcak bir insani ilişkiler ağı çizer ki, tüm bu zorluklar müthiş bir güzelliğin içindeki sevimli detaylar gibi kalır.

Yazarın büyük ustalığı, her hikâyeye adını veren tek tek kahramanların arka planına yerleştirdiği bu geniş, şefkatli çerçevededir. O arka planda, büyük ve alabildiğine güzel bir kültürü, bizim tarihî kültürümüzü görüyor ve onu derinden özlüyoruz. İstiklal Savaşı'ndan henüz dönülmüş, yıkılmış bir şehirdeki savaş yorgunu insanlarda, asıl değerlerin yıkılmadığı görülür. Enç, bozulmamış bu insani ilişkilerin ince ve saf tadını bize sunarak, değişmeyen ve değişmemesi gereken insani değerleri hissettirir ve anlamamızı sağlar.

Eğitimci ve yazar Mitat Enç’in bu büyük başarısında; sadece yaşanmış bir hayatın otantik yansıması değil, aynı zamanda Türkçe’ye hakkını veren, olağanüstü sade ve sıcak anlatımın da payı büyüktür. Bu sadelik, anlattığı karakterlerin ruhuna işler ve onları zamandan bağımsız kılarak okuyucunun kalbine yerleştirir.

"Uzun Çarşının Uluları", sadece bir şehir manzarası değil, insana, komşuluğa ve yitirilen değerlere yazılmış bir güzellemedir. Mitat Enç, görmeyen gözleriyle, görünenin ardındaki gerçeği, yani insanın en temel vicdanını ve sıcaklığını görmüş ve bize aktarmıştır. Kitap, bu özelliğiyle, bugün dahi hepimizin dönüp dönüp okuması gereken bir başucu eseri olmaya devam ediyor.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yankigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.